Deprem Analizi ve Sismoloji: Veri Toplama, Haritalama ve Türkiye Örneği
Deprem ve sismoloji konusundaki sunum, deprem riski, yer hareketi verilerinin analizi ve kullanımı üzerine odaklanmıştır. Amerikan Deprem Servisi'nin bu verileri nasıl topladığı ve haritalama yöntemleri ele alınmıştır. Sunum, deprem sonrası risk azaltma programları, şehir planlaması ve depremin etkilediği bölgelerin belirlenmesinde bu verilerin kritik önemini vurgulamaktadır.
Bu bilgiler ışığında, Türkiye'de gerçekleşen depremlerin analizine yönelik çalışmalarda, 2010 sonrası inşa edilen binaların hasar oranları ve yer ivmesi, zemin özellikleri ile yapılaşmanın deprem üzerindeki etkisi incelenmiştir. Harita mühendisliği, zemin etkileşimi, deprem analizi gibi konularda detaylı bilgiler sunulmuştur. Maraş ve İskenderun bölgelerindeki yıkımların sebepleri ve bu yıkımların uzaydan nasıl gözlemlendiği ele alınmıştır. Depremlerin zamanla değişen frekansları ve büyüklükleri hakkında bilgilere değinilmiş; kullanılan teknolojik araçlar, yazılımlar ve öğrenci çalışmaları üzerinde durulmuştur. Bu metin, sismoloji ve deprem analizine ilgi duyanlar için kapsamlı bilgiler sunarak, veri analizinin deprem riskini anlama ve azaltma konusundaki önemini öne çıkarmaktadır.
DERSİN DÜZELTİLMİŞ METNİ
Evet, hoş geldiniz. Aktaşlarla bu dönemde ilahisi montajı tersine, Hande'yle birlikte yapıyoruz. Kendisi dersimizin özel öğrencisi. Bu nedenle dersi biraz farklı işliyoruz. Saatleri uyduruyoruz ve bu yüzden dersin saati ve akışında değişiklikler olabiliyor. Dersimizle ilgili slaydı göstermem gerekiyor ama slaytları açamadım. Tekrar geri dönmem gerekiyor.
Tamam, slaytları gözden geçirmem gerekiyor. Çok sayıda slayt var, bu yüzden aradığımı bulamamıştım.
Evet, ekranı görebiliyor musunuz? Not alacağım bir şeyler var. Şimdi ekranı paylaşıyorum.
Geldi hocam.
Ülkemizde büyük depremler yaşandı. İleri sismoloji dersinde bu depremleri inceleyerek onlardan neler öğrenebileceğimizi anlamaya çalışıyoruz. Amerikan Deprem Servisi bu konuda kapsamlı raporlar hazırlıyor. Bu, Amerikan Deprem Servisinin hazırladığı bir rapor. Bu rapor, depremlerin doktora ve yüksek lisans seviyesinde nasıl incelenmesi gerektiğini detaylı bir şekilde gösteriyor. Özellikle son depremlere bakarken, 24 Ocak'ta meydana gelen depremi hatırlamamız gerekiyor. Bu depremin ardından daha büyük bir depremin gelip gelmeyeceği konusu tartışılıyordu. Amerikan Deprem Servisi bu depremleri akademik bir yaklaşımla sunuyor. Bizler de bu verilere dayanarak ne yapabileceğimizi düşünüyoruz. Haritalama bu çalışmalarda çok önemli. Özellikle deprem haritaları ve kırık haritaları üzerinde yoğunlaşıyoruz. Bu depremlerle ilgili detayları burada bulabilirsiniz. Enerji yayılımı ve artçı şoklar da bu depremlerin özelliklerinden. Tabii ki, bu depremlerin ne zaman ve nerede meydana geleceğini önceden tahmin etmek zor. Ancak, bu tür durgunluk dönemleri önemli ipuçları verebilir.
Peki bu dönemlerde hiç hareket olmuyor mu, hocam?
Evet, hareket oluyor, ancak bu hareketler daha küçük depremlerle ilişkilendiriliyor. Daha küçük depremlerle birlikte ortaya çıkıyorlar. Küçük deprem aktivitesi artarken, göreli olarak büyük depremlerde bir azalma meydana geliyor gibi görünüyor. Bu nedenle, 2 buçuk yıl öncesinden başlayarak küçük deprem aktivitesinde bir artış olduğunu sayılarla ve yoğunlukla gösterdik. Tabii ki bu küçük depremler. İzmir'deki küçük deprem ölçeği ile ilgili bu tür bir hareketlenme gözlemledik. Evet, bu gözlem bize yeşil renkte verilen bilgilerle ilgili ne anlama geliyor? Artçı şokları gösteriyor gibi görünüyor. Bu gözlem sonrasında, 2020 yılında meydana gelen Asya'daki küçük bir deprem gibi görünen 6.7 büyüklüğündeki depremin, bölgenin hareket ettiğine dair önemli bir mesaj verdiğini söyleyebiliriz. Bu bölge birdenbire bir sürpriz yaşadı, yani 6.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve 2023'teki büyük depremlerde, özellikle güçlendirilen binaların hasar almadığını gözlemledik. Bu, yapılan iyileştirmelerin işe yaradığını gösteriyor. Elazığ çevresindeki binaların yenilendiğini ve depreme karşı güçlendirildiğini gözlemledik. Yıkılan binaların iyileştirilmiş veya yenilenmiş olması, 2023 depreminde bölgedeki insanları kısmen korumuş gibi görünüyor. Tabii ki burada asıl soru şu: Deprem öncesi bu tür çalışmalar yapılmış olsaydı ne olurdu? Belki de ne olacaktı? Deprem sonrasında maliyetlerin onda biri oranında harcamalarla bu iyileştirmeler yapılabilirdi. Elazığ'daki binaların depreme karşı güçlendirilmesi için harcanan bütçe, belki de Elazığ'ın on katı büyüklüğünde bir alanın veya alandaki depreme dayanıksız binaların yenilenmesi için kullanılabilirdi. Buna biz ne diyoruz? Deprem öncesi hazırlıklara risk yönetimi diyoruz, ancak bu hazırlıklar yerine afet sonrası iyileştirme çalışmaları yapılıyor gibi görünüyor. Aslında deprem öncesi yapılacak birim maliyetle yapılacak çalışmalar, deprem sonrası insan kaybı ve bütçe kaynaklarının aşırı kullanımı gibi sonuçları engelleyebilirdi. Tabii ki bu deprem bize ne öğretiyor? Bu depremden aldığımız dersleri öğrenmeye çalışıyoruz. Bu çalışma kapsamında, US 3 deprem ölçeğine göre bu bölgeyi inceledik. Bu çalışma kapsamında, 2026 yılında 7.0 büyüklüğündeki depremi inceleyeceğiz. 2023'teki 7.8 ve 7.5 büyüklüğündeki depremlere de bakacağız. İlginç olan şey, deprem sonrası yer hareketlerinin haritalandırılmasının önemli bir çalışma olduğudur. Amerikan Deprem Servisi tarafından bu tür çalışmalar yapılıyor. Ancak bu haritalama bize iyi bir bilgi sunuyor gibi görünüyor. Haritaya baktığımızda, bu bölgelere özellikle dikkat çekiliyor. Yıkım ve ölüm oranlarının yüksek olduğu bölgelere dikkat edilmesi gerektiği belirtiliyor. Bu bilgiyi ne zaman sunuyorlar? Şimdi, 12 saat sonra. Amerika'daki deprem araştırma grubu gibi güçlü bir grup tarafından yapılan bu çalışmalar, acil müdahale ekiplerinin ilk 72 saat içinde bu bölgelere gitmesi gerektiğini vurguluyor."
Aynen
Depremin en yüksek şiddetinin hissedildiği bölgeleri, haritada kırmızıdan sarıya doğru inceleyin. Gördüğünüz gibi, renkler kırmızıdan sarıya ve yeşile doğru azalıyor. Bu gerçekten ilginç. Diyelim ki bir ilçede kaymakamsınız veya bir ilde vali. Deprem sonrası risk azaltma programlarından sorumlusunuz. Peki nereye odaklanacaksınız, hangi bölgelere müdahale edeceksiniz? İşte bu harita size bir yol gösteriyor. Deprem sonrası bize rehberlik eden bu harita gerçekten çok önemli. Bu harita verisinin önemli olduğunu kabul etmeliyiz. Bu verilere derinlemesine baktım ve birçok yazılımın olduğunu gördüm. Mühendislerin kullandığı, tanıdığım bir yazılımda bu görseli daha da detaylandırmak istedim. Detaya indiğimizde, bu haritanın nasıl hazırlandığına dair bazı sorular ortaya çıkıyor. Bu haritanın hazırlanmasında aletsel veriye ihtiyaç duyulmaktadır. Afad tarafından Türkiye'de toplanan aletsel veri tabanı oldukça genişlemiş. Sayısal olarak oldukça fazla ve bu verinin hassasiyeti yüksek. 1990'da yazdığım bir makaleye göz attığımda, Türkiye'deki istasyon sayısının 80-100 arasında olduğunu gördüm. Şu anda ise yaklaşık 1200 istasyon var, bu büyük bir artış. Gerçekten muazzam bir ilerleme kaydedildi. Bu verinin nasıl toplandığına gelirsek; burada 'strong motion' yani kuvvetli yer hareketi verilerini kullanıyoruz. Bu istasyonlar sadece kuvvetli yer hareketleri sırasında aktif hale geliyor. Bunun yanı sıra, sürekli veri kaydeden 'pasif monitoring' istasyonları da bulunmaktadır.
Kuvvetli yer hareketi istasyonlarının özel bir özelliği vardır. Bu istasyonlar sadece yerin kuvvetli bir şekilde sarsıldığı zaman veri kaydeder. Amerikan Deprem Servisi'nin sunduğu verilere göre, bu istasyonlarda üç farklı bileşen kullanılıyor. Örneğin, bu istasyonların dikey bileşeni depremin büyüklüğü hakkında bilgi veriyor. Amerikan Deprem Servisi, bu üç kanalın en büyük değerini alıyor. Böylece, her istasyonda gözlemlenen en büyük değeri baz alarak bir harita oluşturuyor. Ancak bu bazen veriyi karıştırabilir. Bazı bölgelerde doğu-batı hareketi, bazı bölgelerde kuzey-güney hareketi, bazı yerlerde ise dikey hareket daha belirgindir.
Dalgaların yayıldığı bölgelerde genlik değerleri yüksek olabiliyor. Eğer daha ayrıntılı bir çalışma yapmak istiyorsak, bu olguya 'doğrultu etkisi' diyoruz. Deprem hasarını etkileyen faktörler arasında deprem dalgalarının yönü de önemlidir. Meydana gelen hasar, acaba doğu-batı yönündeki bir dalga şiddetine mi yoksa kuzey-güney yönündeki bir dalga şiddetine mi bağlı? Bu, çok kritik bir bilgidir. Eğer benzer bir deprem tekrar olursa, aynı dalga yönünde benzer bir hasar beklenebilir. Çünkü dalgaların genlikleri, zemindeki malzemenin direncine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu yüzden, doğu-batı yönündeki malzeme direncinin zayıf olduğunu ve bu yüzden bu yönde daha yüksek bir ivme gözlendiğini söyleyebiliriz. Kuzey-güney yönündeki malzemenin direnci ise doğu-batı yönüne göre daha yüksek olduğu için ivme değerleri daha düşüktür. Bu, çok kritik bir bilgidir, ancak hızla gerçekleştirilen afet sonrası müdahalelerde bu detaya hemen dikkat edilmez. Amerika'nın bu tür haritalamalarla dünyaya yaptığı katkıyı takdir etmek gerekir. Birkaç saat içinde bu veriyi derlemeleri gerçekten takdire şayan. Ayrıca, bu verilere daha yakından baktım. Ulusal fay verileri ile birleştirerek daha detaylı bir analiz yapmaya çalıştım. Bu, depremin gerçekte ne kadar etkili olduğunu ve hangi bölgelerin en çok etkilendiğini gösteriyor. Bunu göz önünde bulundurarak, gelecekteki şehir planlamalarında bu verilere dayalı olarak önceliklendirme yapmamız gerektiğini düşünüyorum."
Haklısınız.
Bu fiziksel verileri sahada göremeyiz, ancak insanların yaşadığı deprem şiddetini bu veriler sayesinde görebiliriz. Özellikle yüksek şiddette deprem yaşayan insanların bulunduğu bölgeler dikkate alınmalıdır. Gelecekteki şehir planlamaları için bu bölgeler öncelikli olmalıdır. Sonuçta, bu ölçümler varsayım ya da tahmin değil, gerçekte ölçülen değerlerdir. Hande, sen ne düşünüyorsun? Biraz hızlı ilerledik belki.
Hani, şey çekmekten bahsettik. Yani, ben şeyi yorumlamak pek beceremiyorum. Hocam, ben bahsettiğimiz konuları sadece anlatabilirim, hani?
Evet, tamam, peki, peki. Hanım, şimdi evet, Hande'yi biraz daha derse çekmek için arada buyur diyoruz. Evet, bakalım, devam edelim. Şimdi tekrar gelirsek, demek ki ikinci adımda neye bakacağız? 6 Şubat 7 nokta 8 büyüklüğündeki depreme bakacağız. Bakın, 6 Şubat 7 nokta 8 büyüklüğündeki depremin artçıları burada gözüktüğü gibi.
Oldukça büyük bir alanda yayılıyor, değil mi? Bakın, bu 350 km olduğu söyleniyor. Bakın, 350 kilometrelik bir alan. Büyük bir kırılma meydana geliyor, tabii ki. Depremin merkezi burası, ama depremin etki alanı oldukça büyük olduğunu ne yapıyoruz, görüyoruz. Tabii ki bu bölgede daha önce olmuş depremler var mı diye bakıyoruz. Aslında pek de fazla deprem olduğunu göremiyoruz, öyle değil mi? Yani baktığımızda bu alanda özellikle Elazığ depremini şey yaparsak dışarıda bırakırsak. Evet, kalemimi bulmaya çalışıyorum. Kalemler de oynuyor. Evet. Evet, bunu dışarıda bırakırsak aslında pek de fazla deprem olduğunu göremiyoruz, öyle değil mi? Yani sanki çok sakin bir yer gözüküyor. Baktığımızda yüzyıllık depremleri sesine çok sakin bir yer olarak gözüküyor. Sakin küçük depremlerin işte açığa çıktı, genelde deniyor ya bir deprem oluyor işte bunlar ne bileyim işte. Bölgede olağan doğal düzenli depremlerdir deniyor ama o düzen üstünde gerçekten bir süper düzene geçiş de bu depremde görmüş olduk. Şimdi baktığımızda demek ki bu depremin Amerika tarafından rapor edilmesi gene 12 saat içerisinde harita. Bakın bu üçgenler neyi gösteriyor? Üçgenler kuvvetli yer hareket ölçülerini gösteriyor. Bu kuvveti yer hareket ölçerli olmasa zaten bu veriler olmaz. Zaten bu verinin önemi oradan geliyor. Ölçülen maksimum yer ivmesi verilerinden ne yapıyor? Geliyor, tabii ki bu veriye baktığınız zaman hemen ne yapabiliyorsunuz? Kırmızı noktalarla öyle değil mi? Kırmızı noktalar. Değil mi? Şöyle kırmızı noktaları görüyoruz, sarı noktaları görüyoruz, ve yeşil ve daha az yeşil noktaları görüyoruz. Tabii ki bu harita biraz küçük ölçekte. Şimdi bu tür bir haritayı ne yapabiliriz? Daha büyük ölçekte, daha görünür ve anlaşılabilir bir ortama nasıl taşıyabiliriz? Aslında bir kaç gündür bunun üzerinde düşünmeye çalıştım. Acaba nasıl şey yapabilirim veri? Tabii ki her yeri her şeyi göstermiyor, işte beni burada bu veriyi indireceksin. Bu veri böyle okunur. Bu veri böyle haritalardır, otomatikman yapılmış konmuş ama her türlü veriyi de yüklemişler. İlginç ama aramanız lazım. Tek tek tek tek böyle aramanız lazım. Evet, sonunda birkaç gün sonra buldum bu verileri. O nedenle mutluyum. Biraz birkaç gece çalışmama neden oldu. Şimdi tabii ki tekrar hatırlatmamız gerekirse şimdi Amerikan deprem merkezi demek ki. Her büyük depremden sonra özel o bölgede kuvvetli yer hareketi ölçeği varsa ne yapıyor? Şekmek teknolojisiyle, yani sarsıntı, haritalama teknolojisiyle otomatik bir otomasyona bağlanmış, tak tak tak tak tak işte veriler alıyor. Nasıl yapıyorsa bu tür haritayı birkaç saat içerisinde oluşturuyor. Türkiye için de bunu oluşturmuş. Tekrarı nasıl oluşturduğuna bakalım. Demek ki kuvvetli yer hareketi ölçerler nedir? Bir de onu merak ettim. Bakın bu kuvvetli yer hareketi ölçer, istasyon adı neymiş burada. İstasyon numarası var, değil mi? 3.138. Şimdi ben bu istasyonu ne yaptım? Araştırdım, istasyon nerede diye bakın. Bu istasyonun yerini neresiymiş? Hatay'da, Hatay'da bir istasyon. Açılış tarihi 2013, demek ki 2013 yılından sonra olan tüm depremler kaydedilmiş olabilir. İlçenin adı Hassa, biraz daha detay baktığınız zaman bu tür detayları AFAD veriyor. Bakın, böyle bir yerde kaydedilmiş. Demek ki böyle bir yerde bakın. Burada bir şehirleşme var, değil mi? Ödev burada bir şehirleşme var. Şimdi bu deprem verisi bize ne gösteriyor? Bu deprem verisi. Hassa burada düşey yöndeki maksimum verilmesinin çok önemli olduğunu. Doğu, batı ve kuzey güney yönündeki maksimum erimeleri de hemen hemen birbirine denk ve eşit olduğunu ne yapıyoruz? Buradan görebiliyoruz, bir ikincisi de. Ve burada gözlenen, bakın şu da 2019 deprem kodu. Bakın şurası, 2019 deprem kodu. Aynı zamanda deprem kodu güncellenen deprem kodunun. Gerçekten mi? Güncel olup olmadığını ne yapıyorlar? Bu depremde de araştırıyorlar. Bakın güncel olduğu kısımlar nedir? Bakın, şuraya kadar şu veriler aslında neyi gösteriyor, bu veriler? Yani bir saniyenin altındaki titreşimlerin aslında deprem koduna göre binalar yapıldığında bu titreşimlerin asla deprem kodu tarafından görülemediği öngörülmediğini bize gösteriyor. Ama görüldüğü üzere, bakın, bu titreşimler. Özellikle bir saniyeden sonra meydana gelen periyodu bir saniyeden daha büyük olan deprem titreşimlerinin asla deprem kodu tarafından görülemediği öngörülmediğini burada görebiliyoruz ve bu bakımdan da ne yapmış oluyor? Aslında yıkımın güncel deprem koduna dahi bu binalar yapılsa bile ki yapılması çok zor. Bu 2019 yılındaki son deprem kodu. 2019 yılından sonra kaç bina vardı? Yapılan 2019 yılından önce kaç bina vardı? Yapılan ayırdığınız zaman çok arada büyük bir fark olduğunu göreceksiniz. O nedenle de burada neyi görmüş oluyoruz? Aslında her büyük depremden sonra deprem kodundaki zayıflıkları görüyoruz. Demek ki bir saniyenin altında yer titreşimlerini ne karşı bizi koruyor ama bir saniye üstündeki yer titreşimlere karşı o binayı korumadığını burada görebiliyoruz. Demek ki bu da aslında ikinci bir popüler araştırma konusu. 2015 yılında benim öğrencim bununla ilgili bitirme projesi yapmıştı. Gerçekten alkışla almıştı yani. Ancak bu çalışma yüksek lisans tezi kapasitesi bir çalışma diye. Evet ya işten önemli bir çalışma alanı olarak bu da önümüzde duruyor. Şimdi burada demek ki bu depremi meydana gelmiş olduğu ya da kaydedilmiş olduğu yani burası. Demek ki burada ölçülen sinyal kuvveti de yer yemek kuvveti de burası, bu binalardan bilemiyoruz. Tabii ki yüzde kaçı 2010 dokuzdan sonra yapıldı. Hani bir araştırma yapacaksın ya işte ne bileyim işte bir araştırma alanı olarak sana bunu verdik. Bu alandaki binaların ya.
Yüzde kaçı 2010'un sonundan sonra yapıldı ve yüzde kaçı 2010'un sonundan sonra yapılmasına rağmen hasar aldı? Şimdi, bu hasarın nedeni nedir? Muhtemelen neden olarak bu çıkacaktır: Bir saniyeden büyük yer sarsıntılarına bağlı olarak bazı binalar hasar almış olabilir. Deprem kodunun bu nedenle özellikle bu bölge için güncellenmesinin kaçınılmaz olduğunu önermiş olacaksınız. Şimdi bir sonraki konuya geçersek, bu haritayı nasıl elde ettiğimi anlatacağım. Harita aynıydı, ama verileri indirme, okuma, haritalama ve KMZ formatına dönüştürme gibi işlemler için birkaç gün harcadım. Sonuç olarak, kendi ürettiğim bir harita elimde bulunuyor. Bu harita, bu dersteki verilerin bana ait olduğunu gösteriyor. Aslında, neden binaların neden yıkıldığını görmek için Maraş depreminin nerede olduğunun pek bir önemi yok. Deprem herhangi bir yerde meydana gelebilir; hem dış merkezli hem de iç merkezli büyük olabilir. Önemli olan, depremin dalga genliğini büyüten malzeme direnç değişimine bağlı olarak maksimum yer ivmesi veya ivme dağılımının nerede olduğunu göstermesidir. Bu, yıkımın temel nedenini gösterir. Kırmızı alanlar, depremin maksimum etkisini gösteren bölgelere işaret ediyor. Yıkım çemberini gösteriyorlar. Deprem burada olsa ne olurdu? İnsanlar bu bölgelerde yaşadığı için önemlidir. Yıkım çemberi ne yapıyor? Gösteriyor. Depremin yeri burada bir yerdeydi, değil mi? Görüldüğü gibi depremin etkisinin olduğu yaklaşık on bir mil yarıçaplı bir alan. Bunun nedeni, görünüşe göre yer ivmesinin önemli olduğu bölgeleri gösteriyor. Bir uçak düşürmek gibi büyük etkilere neden olabilir. Bu ölçekteki bir haritayı anlattığım gibi, harita mühendisi olarak sizler çalışabilirsiniz. Oradaki yöneticilerin bu büyük ölçekli veriyi dönüştürmesi gerektiği yapmanız gereken şeylerden biridir. Aksi takdirde, küçük ölçekteki veri üzerinden okuma yapmak kolay değildir. Ne yaptığım bu veriyi aldım ve bu ölçeğe taşıdım. Bu ölçeğe taşıdığınızda, fotoğraf daha büyük ve detaylı görünecektir. Türkiye'deki diri fay verileriyle güncellenmiş son diri fay verileri ile daha net olarak görünecektir. Deprem sonrası ilk 72 saat içinde gecikme olduğu söyleniyor. İşte gecikme nedir? İnsanlar ne yapacaklarını bilmiyorlar, depremin yıkım gücünün boyutunu veya büyüklüğünü tam olarak göremiyorlar. Bu, fiziksel bir harita olarak görüntülemesinin önemli olduğunu düşündürüyor. Bu nedenle, bu tür haritaların daha büyük ölçekte ve daha erişilebilir hale getirilmesi gerekiyor.
Bir şey demedi mi acaba?
Hayır, ne diyebilirsiniz ki? Bu biraz harita mühendisliği konusuna girdik.
Evet, tahmin ediyorum. Bursa'nın daha büyük bir etki göstermesi nedeniyle Maraş'ın daha fazla etkilendiğini bahsettik. Bu burada da görülebilir. Doğru.
Evet, evet, evet, Hande, demek ki ilk deprem böyle oldu. Bu deprem, sabah dört buçukta meydana geldi. Bu kadar büyük bir deprem beklenmiyordu, öyle büyük bir alanı etkilemesi beklenmiyordu. Ancak sonra ikinci bir deprem meydana geldi ve bu ikinci deprem biraz daha fazla hasara neden oldu. Yani büyük depremin üzerine daha büyük bir deprem geldi ve bu tabii ki yıkıma yol açtı. Çünkü ortaya çıkan kuvvet, beklenen bir kuvvet değildi, bir deprem kuvvetiydi. Kimse bunu önceden tahmin edemedi. Yani ben depremi önceden bilmiş gibi davranmıyorum, çünkü böyle bir deprem daha önce rapor edilmemişti. Ancak, kuzey Anadolu fayı gibi, 1.006 yılı civarında meydana gelen uzun bir depremin olduğu biliniyor, bu da oldukça uzun, yaklaşık 350-400 km uzunluğunda bir depremdir. Aykut Balkan'ın çalışmalarından öğrendiğim bu bilgilere dayanıyor. Ancak Doğu Anadolu Fayı gibi bu kadar büyük bir alanda bir depremin olduğu konusunda kimse bilgi sahibi değildi. Ben de bu nedenle kimse duymadı gibi, benim de haberim olmamıştı. Dolayısıyla bu bilgi yeni ortaya çıkıyor. Şimdi, 7,5 büyüklüğündeki bir depreme gelelim. Şimdi o deprem tamamlandı. Tam olarak anlamadan, sabah dört buçukta oldu. Bir baktık ki, öğlen başka bir deprem daha meydana geldi, öğlen oldu. Gelen deprem artçı bir depremdi. Şu an neredeyse artçı dağılımları gösteriyor, öyle değil mi? Artçı dağılımlar, oldukça büyük bir alanın hala kırıldığını gösteriyor. Genellikle bu tür depremlere ikincil faylar deniyor. Bakın, burası ikincil bir fay hattı. Aslında, kimse böyle büyük bir depremi beklemiyordu ve bu bölgede bu kadar büyük bir depremin olabileceğini öngörmüyordu. Burada deprem risk azaltma programları var ve bu programlar il valilikleri tarafından yürütülüyor.
Hiçbir şekilde böyle bir deprem bu fay hattında beklenmiyordu. Bu deprem gözden kaçmış bir depremdi çünkü daha önce rapor edilmemiş böyle büyük bir depremdi. Bu tür depremler genellikle uzun yıllar boyunca biriken enerjinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Yani yılda birkaç kez meydana gelen 1.005 ve 2.000 yılda bir meydana gelen depremler gibi değildirler. Bu tür büyük veri arşivleri bu bölgede bulunmamaktadır. Modernist mor çatlaklar yaklaşık bir yüzyıl önce başladı. Bu nedenle bölgelerin aslında ana fay hattı olarak gördüğümüz ana kırık kadar önemli olduğunu görmeye başlıyoruz. Ana kırık burası, yani buna birinci derece deprem bölgesi denir. İşte genellikle Seattle olarak adlandırdığımız ikinci derece deprem bölgesi olarak beklenen bölge burasıdır. Ancak bu tür bölgeler hiçbir deprem senaryosunda dikkate alınmamıştır çünkü daha önce burada böyle büyük bir deprem beklenmiyordu ve bu depremin neden olduğu yıkım hakkında bilgi yoktu. Şimdi, 7,5 büyüklüğündeki deprem hakkında konuşurken, Amerikan Deprem Merkezi'ne "ShakeMap" teknolojisi ile ne yaptığımızı anlattık. Ancak unuttuğum bir şey var, o da oluşturulan veriyi değiştirmem gerekti. Aslında büyük bir kısmını çıkarmam gerekiyordu. Gördüğünüz gibi, bu da meydana gelen yüzey kırığını gösteriyor. Şimdi bu haritaya baktığımızda, pek fazla detay göremiyoruz. Acaba bu verileri yeniden işleyerek daha büyük bir ölçekte görünür hale getirebilir miyiz? Bu konuyu daha iyi anlatmak için başka bir örnek ile nasıl veri toplandığını anlatmaya çalışacağım. İstasyon numarasının farklı olduğunu gözlemliyor musunuz? 4.615 numaralı bir istasyon kullanılmış. Bu şekli referans vermek gerekiyor. Bu şekiller Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin hazırladığı rapordan alınmıştır. Sağdaki şekiller ise bana aittir. Bu şekilleri AFAD'dan kendim oluşturdum ve bunu belirtmek istiyorum. Şimdi, şu anda ne yapıyoruz? ShakeMap teknolojisi ile doğu, batı, kuzey, güney ve düşey ivme değerlerine bakıyoruz ve hangisinin büyük olduğunu kontrol ediyoruz. Bakalım bu verileri incelediğimizde hangisi büyük? 7 yüzünü aşmış gibi görünüyor, değil mi? 500'ün üzerinde olan bu bölge, oldukça küçük görünüyor, değil mi? Kuzey-güney yönünde maksimum 300'ü aşıyor gibi görünüyor. Bakın, burada omuz yüksekliği 300. Burada ise 600'ü aşıyor gibi görünüyor. Bu nedenle yatay bileşenleri özellikle almamız gerekiyor. Ne yapmalıyız, neyi almamız gerekiyor? Doğu-batı bileşenlerini almamız gerekiyor, değil mi? Belki düşey bileşenleri ihmal edebiliriz, ancak düşey bileşenlere de göz atmamız gerekiyor gibi görünüyor.
Evet, düşey bileşenlerde genellikle ikinci dalga etkileri oldukça küçüktür. Ancak yatay bileşenlerde daha büyük etkiler gözlenir. Eğer düşey bileşenleri ihmal edip yalnızca yatay bileşenleri alıyorsa, o zaman yatay kuvvetlerle başa çıkmak için doğu-batı yönündeki verileri kullanması gerekir. Kullandığı haritada, bu Türkiye'ye işaret eden kırmızı bölge, Turkish Welding Bird ve Couch TBC'nin açılımı nedir? Turkish Building OrgCode. Şimdi, 475 yıl ve 2.475 yıl gibi uzun sürelerde beklenen deprem büyüklüğü artar, değil mi? Daha uzun sürelerde meydana gelen depremler daha büyük olma eğilimindedir. Bu meydana gelen deprem, 2.475 yılda bir meydana gelen depremlerden biri olarak kabul edilir. Çünkü 700 yıl gibi bir ortalama tekrarlama süresine sahiptir. Şimdi, orta dönem 500 yılda bir tekrar eden veya 2.500 yılda bir tekrar eden depreme karşı bu deprem bizi koruyor mu diye bakıyoruz. Bu bölge için baktığımızda, deprem kodu bizi koruyor, öyle değil mi? Çünkü bu bölgede gözlenen yer hareketi büyüklüğü, doğu-batı ve kuzey-güney yönlerinde beklenen deprem büyüklüğünden çok daha küçüktür. Oldukça iyi bir koruma sağlıyor. Bu neresi? Bakın, Maraş'ın Pazarcık ilçesinde, yani deprem kurdu burada bir sorun yaratmamış durumda. Tabii ki şunu diyebiliriz, 2019 yılından sonra tüm binaların bu deprem koduna göre inşa edildiğini düşünürsek, böyle bir şey olduğunu varsayarsak. Yani bu deprem olmadan önce şöyle dedik:
Anladım.
Her yeni deprem kodu geldiğinde, binaları güçlendirme veya yıkma kararı aldık. Örneğin, 2019'da deprem kodu değişti. Diyelim ki eski deprem koduna göre inşa edilmiş binaları yıkıyoruz ve yeni deprem koduna göre yeniden inşa ediyoruz veya güçlendiriyoruz, öyle değil mi? Yıkıp yeniden inşa ediyoruz veya güçlendiriyoruz dediğimizde, burada hiçbir binanın yıkılmaması gerekir. Çünkü deprem kodu bu bölgede ne yapıyor, burayı iyi çalıştırıyor.
Haklısınız.
Şimdi bu konuyu tekrarlayalım. Kedi nokta 5 büyüklüğündeki depremin etkisine baktığımızda daha iyi anlayabiliriz. Kırmızı bölge ağır hasar ve göçmen riskinin olduğu yerleri gösteriyor. Gösterilen ölçüler maksimum yer ivmesini temsil ediyor. Maksimum yer ivmesini ne gösteriyor? G (yer çekimi ivmesi) değil mi? G x M (kütle) = H, değil mi?
Evet.
Şimdi, bu ölçülen değerler işte bunlar. Deprem kuvveti yer ivmesi ve bina kütle faktörleriyle ilişkilidir. Deprem kuvveti, binanın ağırlığına bağlı olarak artar. Yani bir katlı binanın ağırlığı ile 12 katlı bir binanın ağırlığı arasındaki fark, depremin kuvvetini artırır. Örneğin, deprem kuvveti 2 kat artarsa, bir kata göre deprem kuvveti 2 kat artar. Üçte 3 kat artar, dörtte 4 kat artar, değil mi? Deprem kuvvetini artıran faktörlerden biri yer ivmesi, diğeri ise kütle, öyle değil mi? Bu nedenle 3+1 denmesinin nedeni, önceki durumun 6+1 olduğu gerçeği olabilir. Yani, depremin binaya etki edeceği kuvveti yarı yarıya azaltma düşüncesi vardır, değil mi?
Anladım.
Çünkü yer ivmesini ölçüm yaparak değiştiremeyiz. Çünkü yer ivmesi yerin fiziksel özellikleriyle ilişkilidir ve değiştirilemez. Ancak, kütle değiştirilebilir, değil mi? Bu nedenle yatay yapılaşmaya geçme fikri ortaya çıkar. Örneğin, bir binayı 6 kattan 3 kata indirdiğinizde, deprem kuvvetini yarı yarıya azaltırsınız, değil mi? Bina üzerindeki deprem kuvvetini yarı yarıya azaltmış olursunuz. Görüldüğü gibi, depremin neden olduğu maksimum yer ivmesi bu şekilde hazırlanır. Şimdi, maksimum yer ivmesini ölçtük. Ayrıca, uydu tarafından ölçülen hasarlar da vardır. Bunları da birkaç gün sonra uydu ile ölçeceğiz.
Evet.
Bu, örneğin kırmızı ile gösterilen bölge, Adıyaman gibi, yıkılan yerleri temsil ediyor. Bu yerleri uzaydan ve uydudan görüntüleyebiliyorlar, değil mi? Maraş gibi, bu yerleri gözlemleyebiliyoruz. Öyle değil mi? Uzaydan bu yıkımın nedeni ne olabilir? Bu yıkımın nedeni, ortaya çıkan maksimum yer ivmesidir. Maksimum yer ivmesi olarak ne yapar? Bu, ne kadar örtüşüyor, araştırılması gerekiyor. Sol tarafta nokta olarak görüntülenen bu alanlar uzaydan görüntülenmiş. Biz, sağ tarafta çok daha büyük bir ölçekteyiz. Ben, maksimum gerilme dağılımını gösterdim, ancak uzaydan görünen yıkım veya yıkılmış alanların görüntüsü böyle. Peki, neden yıkıldık? Bir binanın neden yıkıldığını düşünelim. Ağır yapılaşma olabilir, değil mi? Kötü yer seçimi de olabilir. Yani ağır yapılaşma ve kötü yer seçimi etkisiyle bu binalar yıkılmış olabilir. Şimdi, bu nedenle neden yıkıldığını düşünüyorum. Evet, bu da ikinci depremin etkisinden bakıldığında ikinci depremin etkisi burada. İkinci depremin etkisi nedir? İkinci depremin etkisi nedir? Bunu nasıl anlayabiliriz? Bu, böylece izlenebilir. Şimdi bakalım, bu farklı bir görüntü mü acaba? Herhalde farklı bir görüntü gibi görünüyor ya da farklı bir ölçekte. Burada İskenderun var. Maraş ve Adıyaman verilmiş, bakın İskenderun'da yıkılan yerler. Demek ki İskenderun burada var, değil mi? Bakın, İskenderun burada, öyle değil mi? Oldukça büyük bir depremin maksimum yer ivmesi. İskenderun neden yıkıldı? Çünkü depremin yayılan dalgaları nedeniyle. İskenderun'daki zemin, depremi o kadar büyüttü ki, zemin o kadar kötüydü ki. Zemin kötüleştikçe ne yaptı? Depremin kuvvetini büyüttü. Ve bu nedenle İskenderun'un yıkıldığını buradan açıklayabiliriz. Neden yıkıldığını açıklayabiliriz. Adıyaman'a bakalım. Adıyaman, Adıyaman'ın neresi? Bakın Adıyaman'ın neresi? Kuzey tarafı değil mi? Adıyaman'ın kuzey tarafı. Neden yıkıldığını belki? Maksimum yer ivmesini ayırt edebiliriz. Yani binaların aynı, hatta aynı nitelikte olduğunu varsayalım, ilişkilendirebiliriz. Maraş'a bakalım. Maraş, bakın Maraş'ın, Maraş'ın neresi? Oldukça farklı bölgeleri var, değil mi? Fay hattına yaklaştıkça ne oluyor? Maksimum yer ivmesi artıyor, görebiliyoruz. Ne yapabiliriz? Sebep ve sonuç, değil mi? Sebep ve sonuç, sol taraftaki harita neyi gösteriyor, uzaydan görüntülenmiş sonuçları gösteriyor. Bu sonuçların sebebini yer mühendisleri olarak nasıl açıklayabiliriz? Yer mühendisleri olarak açıklayabiliriz. Öyle yapı mühendisliği de kendileri açıklayacaklar. Biz, jeoteknik mühendisleri olarak diyoruz ki, yer ivmesinin değişimi her yerde aynı değil, çünkü her yer aynı değil. Bu şekilde açıklayabiliriz. Tabii yapı mühendisleri kendi açılarından açıklayacaklar. Biz, jeoteknik mühendisleri olarak, aynı binadan biri yıkıldı, diğeri yıkılmadıysa, aynı binadan biri yıkıldı, diğeri ayakta kaldıysa, aynı binanın oturduğu zeminin iki binanın altında aynı olmadığını söyleyebiliriz, değil mi? Bu normal bir mantık yürütmesi olarak kabul edilebilir. Ayrıca, başka bir konu da zeminle ilgili, bu 1.000 metre ölçekli, 1 metre hassasiyetli zemin dağılımını gösteriyor. Baktığımızda, zemin dağılımı özellikle burada, faiz ovası, değil mi? Faiz ovası.
Bu yeşil renkler, aslında dirençli zeminleri gösteriyor. Bakın, hızlı gösteriyor, dirençli zeminleri gösteriyor. Fayın bu tarafında, işte bu tarafa ne diyebiliriz? Yukarı tarafında değil, aşağı tarafı diyebiliriz. Ya da kuzeybatı tarafı daha yeşil gözüküyor değil mi? Yani daha dirençli zemin, ama güneydoğu tarafı daha dirençsiz zemin olarak gözüküyor. Tabii ki buradaki veri ne zaman gözlenmiş? Makrosismik internet haritası diyor. Nur Dağı'nda alınmış bir harita. Bu şekilde açıklamış oluyor. Evet, genel olarak yer mühendisleri olarak ne yapabiliriz? Hasarın fiziksel nedenini fiziksel verilerle açıklayabiliriz. Yani mühendisler olarak, ortaya çıkan bu yıkımın aslında fiziksel bir açıklaması olduğunu gösterebiliriz. Tabii ki yer fiziği açısından da açıklayabiliriz. Ayrıca, yapı mühendisleri kendi açılarından açıklayabilirler. Biz jeoteknik mühendisleri olarak, aynı binadan biri yıkıldı, diğeri yıkılmadıysa, aynı binanın oturduğu zeminin iki binanın altında aynı olmadığını söyleyebiliriz, değil mi? Bu normal bir mantık yürütmesi olarak kabul edilebilir. Ayrıca, başka bir konu da zeminle ilgili, bu 1.000 metre ölçekli, 1 metre hassasiyetli zemin dağılımını gösteriyor. Baktığımızda, zemin dağılımı özellikle burada, faiz ovası, değil mi? Faiz ovası.
Evet, gene bu da tabii ki İskenderun. Antakya, evet, Antakya'daki hasar özellikle. Altınokta 3 büyüklüğünde bir deprem var. Bunu çalışamadım ben hatta nokta 3 büyüklüğündeki deprem, bakın Antakya'da İskenderun'da çok büyük yıkımlar var. Tabii ki daha büyük artçı depremler burada meydana geldi, Hatay'da meydana geldi. O depremle ilgili olarak maksimum erime haritalarını hatırlayamadığım için ancak buradaki yıkım beylerini, NASA web sitesinden arayarak buldum. Bunlar tabii ki açıklanabilir. Daha önceki yıkımlara kısmen yerin maksimum ivme değişiminden kısmen açıklayan bildiğimiz gibi açıklanabilir. Evet, bu da görüyoruz. Tabii ki farklı veriler. Yani İskenderun, bakın Suriye Halep. Halep söyledi. Bunlar da Halep ve Suriye'de yıkılan yerler burada gösterilmiş durumda. Aslında toplam ölüm sayısı oldukça büyük. Toplamda baktığımız zaman çok sayıda insanın öldüğünü görüyoruz. Kırmızı çerçeveler Halep'teki yıkımı gösteriyor. İskenderun sarı, bakın sarı-mavi yerde bunu tabii ki tam adını bilemiyorum. Antik olsa Türkçesi nedir? Herhalde öyle bir ismi var. Evet, meşhur İdlib, çok duyduğumuz buradan. Ama görüldüğü üzere, bakın Türkiye ve Suriye'de birlikte nasıl hasar meydana getirdiğini görüyoruz. Evet, bu da özellikle. Amerikan Deprem Örf ve Mühendislik, Amerika'daki deprem mühendisliği, Amerika'daki deprem mühendisliğinin Türkiye'deki raporundan çıkardığım resimler. Bu akşam da Amerikan Deprem Merkezi'nin bir sunumu olacak. Akşam 8 gibi özellikle senin de katılmanı tavsiye ederim. Gerçekten normalde ücretsiz ama katılım belgesi istiyorsan 35 $ para istiyorlar. Şu anda benim katılım belgesine ihtiyacım yok. Ama yani 2 saatlik böyle bir ders, Amerika'da 2.000 dolardan aşağı izlemek mümkün değil. Uzaktan bu tür bir dersi açmış durumdalar. Normalde 2.000 dolardan aşağı değil bu tür.
Eğitimlere katılmak ücretsiz; ancak isteğe bağlı olarak 35 $ karşılığında katılım belgesi veriyorlar. Büyük oranda eğitimler bedava, fakat belge için 35 $ talep ediyorlar. Benim anlatacağım kısımlar bu kadarla sınırlı. Raporla ilgili daha birçok şekil var, ama bu kadarını anlatmak yeterli olacaktır. Hande, senden bir değerlendirme alalım. Bu haritalama ve görüntüleme teknolojisi hakkında ne düşünüyorsun? Kullandığın ya da bildiğin görüntüleme yazılımları var mı? Bu tür verilerle ne kadar etkili çalışabilirsin?
Hocam, şu anda "Choices" programını kullanıyorum.
Peki, başka?
"JES" diye bir program var. Bir de "ArcGIS" var, fakat artık o ücretli.
Öyle mi? Biz de "ArcGIS" kullanıyorduk.
Evet, ama artık ücretli gibi görünüyor.
Anladım. Bir gün bize bu programları ve nasıl kullanıldıklarını anlatırsın. Eğer bir sorunun yoksa, dersimizi bitirebiliriz. Haftaya son dersimizi yapacağız.
Tamam, hocam.
Deprem analizi, Sismoloji, Veri toplama, Deprem riski, Yer hareketi verileri, Haritalama yöntemleri,
Amerikan Deprem Servisi, Türkiye depremleri, Bina hasar oranları, Yer ivmesi, Zemin özellikleri,
Yapılaşma etkisi, Harita mühendisliği, Zemin etkileşimi, Maraş ve İskenderun yıkımları, Uzaydan gözlem, Deprem frekansları, Teknolojik araçlar, Yazılımlar, Öğrenci çalışmaları
No comments:
Post a Comment